69- Bedir Savaşında
Esir Alınanlara Yapılan Muamele
1. Abdullah b. Mes'ud
- - (-)
25223 (1)- Abdullah b.
Mes'ud der ki: Bedir günü Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Müslümanlara: ''Bu esirler konusunda ne dersin iz? '' diye sorunca, Ebu Bekr:
"Ey Allah'ın Resulü! Bunlar senin Kavmin ve akrabalarındır. Onları
öldürme, olur ki Allah'a tövbe edip dönerler" dedi. Ömer ise: "Ey
Allah'ın Resulü! Bunlar seni yalanladı, yurdundan çıkardı ve seninle savaştı.
Getir ve boyunlarım vur" dedi. Abdullah b. Revaha da: "Ey Allah'ın
Resulü! Bunları, odunu bolalan bir vadiye götürüp yak!" şeklinde görüş
bildirdi. Onun böyle dediğini duyan Abbas da: "Akrabalık bağım kesip
attın!" dedi. Bildirilen bu görüşlerin ardından Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) herhangi bir karşılık vermedi ve çadırına girdi. Dışarıda
bekleyenIerin kimi: "Ebu Bekr'in görüşüne göre hareket edecek"
derken, kimisi de: "Ömer'in görüşünü uygulayacak" bazısı da:
"Abdullah b. Revaha'nın görüşünü uygulayacak demeye başladılar.
sonrasında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) dışarı çıkıp şöyle buyurdu:
''Allah kendisine bağlı
olan bazı kişilerin kalplerini öyle bir yumuşatır ki sütten
daha yumuşak olurlar.
Kendisine bağlı bazı kişilerin de kalplerini öyle bir katılaştırır ki kayadan
daha sert olurlar. Ey Ebu Bekr! Senin tutumun İbrahim Nebiin tutumuna
benzemektedir ki o: ''Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı
gelirse, artık sen gerçekten çok
bağışlayan, pek
esirgeyensin'' [İbrahim 36] demişti. Yine bu tutumun İsa Nebiin tutumuna
benzemektedir ki o da: ''Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin
kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok
ki sen mutlak güç
sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin'' [Maide 118] demişti. Ey Ömer! Senin de
tutumun NCih Nebiin tutumuna benzemektedir ki o: '' ... Rabbim! Yeryüzünde
hiçbir inkarcı bırakma''[Nuh 26] demişti. Yine bu tutumun Musa Nebiin tutumuna
benzemektedir ki o da: '' ... Rabbimiz! Mallarını yok et, kalbIerini sık; çünkü
onlar can yakıcı azabı
görmedikçe inanmazlar''
[Yunus 88] demişti. Sizler şu an yoksulsunuz. Onun için fiyde vereni serbest
bırakını vermeyenin de boynunu vurun. ''
Abdullah: "Ey
Allah'ın Resulü! Süheyl b. Beyda bundan müstesna olsun, zira onun Müslüman
olduğunu söylediğini işittim" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) susup herhangi bir şey demedi. Abdullah bu konuda: "O günü gökten
başıma taş düşmesinden korktuğum kadar hiçbir günde korkmadım" demiştir.
Sonunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Süheyl b. Beyda
müstesnadır" buyurdu. Bunun üzerine de Allah: "Yeryüzünde savaşırken,
düşmanı yere sermeden esir almak hiçbir Nebie yaraşmaz. Geçici dünya malını
istiyorsunuz, oysa Allah ahireti kazanmanızı ister. Allah Güçlü'dür, Hakim'dir.
Daha önceden Allah'tan verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan ötürü size
büyük bir azab erişirdi"[Enın 67,68] ayetlerini indirdi.
[Hasen]
Diğer tahric: Hakim
(3/21-22) ve Tirmizi (3/37, 4/113 "hasen") rivayet ettiler.
25224 (2)- Zaide, isnadı
ile Abdullah b. Mes'üd'dan aynı manada bir rivayette bulundu, ancak farklı
olarak şöyle aktardı: Hz. Ebu Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Onlar senin
itretin, soyun ve kavmindir. Onları bağışla ki, Allah senin vesilenle onları
cehennemden kurtarsın" dedi. Abdullah b. Revaha da: "Ey Allah'ın
Resulü! Sen odunu çok olan bir vadidesin. Bu vadiyi ateşe ver, sonra onları
içine at" dedi. Abbas ise: "Allah senin akrabalık bağlarını
koparsın" dedi.
[Hasen]
25225 (3)- A'meş,
Abdullah b. Mes'üd'dan aynı manada bir rivayette bulundu ancak farklı olarak
şöyle aktardı: Abdullah b. Cahş kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar,
Allah'ın düşmanlarıdır. Seni yalanladılar, eziyet ettiler, yurdundan çıkardılar
ve savaştılar. Sen odunu çok olan bir vadidesin. Onlar için çok odun topla,
sonra onları içina atıp yak" dedi.
[Hasen]